T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ESKİŞEHİR / TEPEBAŞI - Muttalip Özel Eğitim Anaokulu

Otizm Hakkında

OTİZM’İN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Otizmi bulgusu olarak değerlendirilebilecek belirtiler şunlardır:

·         Çok az göz teması kurarlar ya da hiç kurmazlar

·         Nesnelere, özellikle dönen neslere karşı aşırı ilgilidirler

·         Kendileri ile doğrudan konuşulduğunda oralı olmazlar

·         Eller, kollar, parmaklar veya kafalarını tekrarlayan şekilde hareket ettirirler

·         Hep aynı şeyi yeme, aynı şeyle oynama gibi belli düzende olma takıntıları vardır

·         Işık, renk, koku ve seslere karşı değişik tepkiler verirler

·         Jest ve mimik kullanımı gibi sözsüz iletişim ya hiç yoktur ya da sınırlıdır

·         Sarılma gibi yakın temastan hoşlanmazlar

·         Ekolali olarak bilinen devamlı olarak bazı kelimeleri tekrarlarlar

·         Konuşma ve dil becerileri gelişiminde gecikme görülür

·         İhtiyaçlarını karşılayacak kişinin kolunu çekiştirerek derdini anlatmak

·         Otizm bulunan kişilerde epilepsi de görülür

Otizm Spektrum Bozukluğu (ASD) olarak da bilinen otizm, kişinin nasıl düşündüğünü, başkalarıyla nasıl ilişki kurduğunu ve bilgiyi nasıl işlediğini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Genellikle çocuklukta başlayan ve yetişkinliğe kadar devam eden, yaşam boyu süren bir durumdur.

Otizmli bireyler sosyal etkileşimde, iletişimde ve davranışta zorluklar yaşayabilir. Yüz ifadeleri, jestler ve ses tonu gibi sözsüz ipuçlarını anlamada zorluk yaşayabilirler. Bu onların sohbet başlatmasını ve sürdürmesini, arkadaş edinmesini ve sosyal kuralları anlamasını zorlaştırabilir.

Otizmli bireyler sosyal zorlukların yanı sıra tekrarlayan davranışlar veya kısıtlı ilgi alanları da sergileyebilirler. Rutin ve aynılığı güçlü bir şekilde tercih edebilirler ve çevrelerindeki veya günlük programlarındaki değişiklikler nedeniyle üzülebilir veya sıkıntı yaşayabilirler. Otizmli bazı bireyler el çırpma, dönme veya sallanma gibi tekrarlayan davranışlarda bulunabilirler.

Otizm bir spektrum bozukluğudur, yani bireyleri farklı şekillerde ve değişen derecelerde etkiler. Otizmli bireylerin bir kısmı hafif semptomlara sahip olup bağımsız yaşayabilirken, bir kısmı daha şiddetli semptomlara sahip olabilir ve yaşamları boyunca desteğe ihtiyaç duyabilir. Bireyler zorluklarla başa çıkma stratejilerini öğrendikçe semptomların şiddeti de zamanla değişebilir.

Otizmin kesin nedeni bilinmiyor ancak genetik ve çevresel faktörlerin birleşiminden kaynaklandığına inanılıyor. Araştırmacılar otizmin gelişimine katkıda bulunabilecek çeşitli genler belirlediler, ancak bu bozukluktan tek bir genin sorumlu olduğu bulunamadı. Hamilelik sırasında belirli maddelere maruz kalma gibi çevresel faktörler de otizmin gelişiminde rol oynayabilir.

Erken teşhis ve müdahale, otizmli bireyleri desteklemenin anahtarıdır. Amerikan Pediatri Akademisi, tüm çocukların 18 ve 24 aylık sağlıklı çocuk muayenelerinde otizm açısından taranmasını önermektedir. Konuşma ve mesleki terapi gibi erken müdahale hizmetleri, otizmle ilişkili sosyal ve iletişimsel zorlukların giderilmesine yardımcı olabilir.

Sınıfta öğretmenlerin ve akranların otizmli öğrencileri destekleyen kapsayıcı bir ortam yaratması önemlidir. Bu, açık talimatlar, görsel destekler ve yapılandırılmış rutinler sağlamayı içerebilir. Öğretmenler ayrıca sosyal etkileşim fırsatları sağlayabilir ve sosyal becerileri açıkça öğretebilir. Eğitimciler, otizmli bireylerin benzersiz ihtiyaçlarını anlayarak ve karşılayarak onların tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilirler.

Otizmli bireylerin karşılaşabileceği zorluklara rağmen birçoğunun benzersiz güçlü yönleri ve yetenekleri vardır. Otizmli bazı bireyler matematik, bilgisayar programcılığı veya müzik gibi alanlarda başarılı olurlar. Otizmli bireyler güçlü yönlerine odaklanarak ve uygun destek sağlayarak tatmin edici ve anlamlı yaşamlar sürdürebilirler.

Sonuç olarak otizm, bireylerin nasıl düşündüğünü, başkalarıyla nasıl ilişki kurduğunu ve bilgiyi nasıl işlediğini etkileyen yaşam boyu süren bir nörogelişimsel bozukluktur. Şiddeti değişen ve bireyleri farklı şekillerde etkileyen bir spektrum bozukluğudur. Erken teşhis ve müdahale, kapsayıcı bir sınıf ortamıyla birlikte otizmli bireylerin tam potansiyellerine ulaşmalarına ve tatmin edici yaşamlar sürmelerine yardımcı olabilir.

Otizm, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda adı çok sık duyulan bir özel eğitim kategorisidir. Otizm terimi, zaman içinde yerini, otizm spektrum bozuklukları (ASD – autism spectrum disorders) terimine bırakmıştır. Otizm spektrum bozukluğu kavramı ile ilişkili belli başlı olgular şöyle sıralanabilir;

  • Otizm spektrum bozukluğunun nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin önemli bir bölümünde (yaklaşık %35), beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı olarak; nöbet, istemsiz hareketler, bilinç yitimi vb. nörolojik sorunlar da görülebilir.
  • Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir.
  • Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını göstermiştir.
  • Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal olabileceği yönünde bulgular vardır; ancak, buna yol açan gen ya da genler henüz bulunmuş değildir.
  • Önceki yıllarda otizm spektrum bozukluğunun görülme oranının 500’de 1 olduğu kabul edilirken, son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun yaklaşık her 54 çocuktan 1’ini etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan 4,3 kat fazladır.
  • Sanıldığının aksine, otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin çoğunda, farklı düzeylerde zeka geriliği görülür. Ayrıca, zeka testlerinde, belli alanlar, diğer alanlara kıyasla çok daha geri çıkabilir.
  • Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin pek azında (yaklaşık %10), çok güçlü bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere rastlanır.

 29-03-202429-03-202429-03-202429-03-2024

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 29.03.2024 - Güncelleme: 29.03.2024 14:26 - Görüntülenme: 48
Kaynak: bilimsel kaynaklar
  Beğen | 7  kişi beğendi